Kimse Scorsese'nin meşhur 'Casino' filmini bir kez izleyip de etkisi altında kalmadan ekranı kapatamaz. O parlak ışıkların ve kaygan zeminlerin ardında dönen güç oyunları, ihanetler, gerçek hayattan alınmış gibi gözüküyor. Peki gerçekten öyle mi? İzlerken 'Bu hikaye gerçekten yaşandı mı?' diye kendinizi yakaladıysanız, yalnız değilsiniz. Filmin başından sonuna kadar ismi değişen karakterler, kanlı hesaplaşmalar ve kaybedilmiş aşklar, soruları da beraberinde getiriyor. Amerikan mafyasının Las Vegas'ı şekillendirdiği yıllarda geçen olaylar, ne kadar gerçek? Filmin başındaki 'Gerçek olaylardan esinlenilmiştir' yazısı ne anlama geliyor? İşin gerçeğini, dedikoduları, belgelere geçenleri ve mitleri bir araya getirip ayrıntılarıyla konuşalım.
Casino filmi, Nicholas Pileggi'nin yazdığı 'Casino: Love and Honor in Las Vegas' adlı kitaba dayanıyor. Pileggi, Amerika'daki mafya dünyasını anlatan kitap ve senaryolarıyla tanınıyor, ki bu filmin de senaristlerinden birisi. Kitapta anlatılan hikaye tamamen hayal ürünü değil, hatta şaşırtıcı derecede gerçeğe yakın. Filmin ana karakteri Sam 'Ace' Rothstein aslında gerçek hayatta Frank 'Lefty' Rosenthal'dan esinlenilmiş. Rosenthal, 1970'lerin sonunda Las Vegas'taki Stardust ve birkaç başka casinoyu yöneten bir bahis uzmanıydı. O dönemin mafya patronları Rosenthal'ın işini örtülü şekilde yönetmesine izin verdi; adı hiçbir zaman resmi belgelerde görünmedi ama şehrin arka planında en etkili isimlerden biriydi.
Filmin bir diğer önemli karakteri olan Nicky Santoro ise gerçek hayatta Anthony Spilotro'dan esinlenildi. Spilotro, Chicago Outfit için Nevada'da faaliyet gösteren acımasız bir mafya üyesiydi. 'Casino' filminin kilit noktalarından olan mafyanın Las Vegas'a el atma hikayesi tam olarak gerçek; 1970'lerde mafya, Nevada'daki casinoları kuruş kuruş sömürdü. Amerika'nın suç arşivlerinde, sözde lüks kumarhanelerin arka odalarında mafya kasalarına bağlanan gizli tüneller, gizli defterler ve kaybolan kutular yıllar sonra ayyuka çıktı. Elbette filmde anlatıldığı kadar renkli ve dramatik olmayabilir ama gerçek hayatta kazanın içinde neler döndüğünü öğrenmek isteyenler için bu hikaye, güvenilir kaynaklarla doğrulanabiliyor.
Şimdi biraz daha derine inelim. Sharon Stone'un oynadığı Ginger karakteri, Rosenthal'ın gerçek hayattaki eşi Geri McGee'den esinlenilmiş. Ginger gibi, Geri de ünlü ve sorunlu bir gösteri kızıdır, aynı zamanda uyuşturucu bağımlılığı ve lüks düşkünlüğüyle bilinir. Filmdeki gibi Rosenthal'la gergin ve fırtınalı bir ilişkisi vardır. Gerçeğe en yakın noktalardan birisi de budur, çünkü gerçek hayatta Geri'nin 1982'de California'da aşırı dozdan ölümü kayıtlıdır.
Anthony Spilotro'nun hayatı da Spilotro kadar dramatiktir. Filmde Santoro'nun abisiyle birlikte mısır tarlasına gömülmesi, aslında gerçekte de olan bir olaya dayanıyor. Gerçekte Spilotro ve abisi Michael, 1986’da Indiana'da öldürülüp bir mısır tarlasına gömülmüşlerdir. Otopsi raporları, filmdeki gibi sopalarla dövüldüklerini doğrulamış. Kısacası, filmdeki acımasız mafya hesaplaşmalarının büyük kısmı yaşanmış olaylardan izler taşıyor.
Küçük bir detay: Filmde en çok dikkat çeken unsurlardan biri de Spilotro’nun Las Vegas’ta kendi suç şebekesini kurmaya çalışıp batması. Gerçekte Anthony de mafyanın kurallarını çiğneyip hırslarını dizginlemeyince Chicago Outfit tarafından hedef haline geliyor. Bu sadece bir film klişesi değil; Las Vegas’ın mafya dönemiyle ilgili resmi FBI raporlarında, Anthony Spilotro'nun kontrolünü kaybettiği, mafyanın 'temizliğe' giriştiği açıkça yazıyor.
Filmin arka planında dönen para oyunları, kasadaki milyonlar, Nevada çöllerinde 'temizlenen' rakipler... Bunlar sadece filmlere has değil. ABD federal belgelerine göre, 1950’lerden 1980’lerin başına kadar Las Vegas casinoları, Chicago, Kansas City, Milwaukee ve Cleveland başta olmak üzere farklı şehir mafyalarının fiili kontrolü altındaydı. Mafya, Las Vegas’ta 'skimming' (kasadan para aktarma) dedikleri bir yöntemle milyonlarca doları gerçek kasadan başka yere aktarıyordu. Bu olaylar FBI’ın yıllarca süren “Strawman” operasyonu ile açığa çıkarıldı. FBI belgelerine göre, sadece Stardust kazinosundan mafyaya aktarılan para 2 milyon doları buluyordu. 1976'dan sonra devlet baskısı artınca işler değişmeye başladı ve mafyanın kasabalara açtığı keşif kulüpleri bir bir kapanmaya başladı.
Yıl | FBI Operasyonu | Ortaya Çıkarılan Skimming Miktarı (USD) |
---|---|---|
1976 | Strawman I | 2.000.000 |
1979 | Strawman II | 4.000.000 |
1983 | Casino Crackdown | 1.500.000 |
Nevada eyalet arşivlerinde, mafyanın banka hesapları ve casino kazançları sürekli olarak karşılaştırılmış ve tuhaf eksiklikler bulunmuş. FBI raporlarına da yansıyan bu detay, 'Casino' filmindeki hikâyenin uydurma olmadığını açıkça gösteriyor. Hatta o yılları yaşayan gazetecilerin anılarında, mafya döneminde casinoya gitmenin 'güvenilir' kabul edildiğini söyleyenler bile var. Paranın kimde olduğu karmaşası kadar, casinoların yönetimindeki şeffaf olmayan yapılar da halk arasında efsaneleşmişti.
Şimdi gelelim işin biraz daha magazinel tarafına: Bazı sahneler, Hollywood'un klasik abartma teknikleriyle şekillenmiş. Scorsese karakterlerin gerçek isimlerini kullanmamış; bu hem yasal sorunlardan kaçmak hem de anlatımı daha sürükleyici yapmak için tercih edilmiş. Filmin ortalarında, casinonun müfettişler tarafından basılması, dışarıdan bakınca gerçekmiş gibi gözükse de, detaylarda hatalar var. Mesela gerçek hayatta Frank Rosenthal hiç asla kumarhaneden kovulmadı, ama yönetimdeki etkisi azaldı. Ayrıca filmde Ginger’ın mafya ile ilişkisi çok dramatik anlatılırken, gerçekte Geri’nin böyle bir bağlantısı tespit edilememiş. Tabii 1970’lerin Las Vegas’ındaki lüks yaşam, gösteriş, küçük hileler ve iç hesaplaşmalar eksiksiz aktarılmış. Scarlet kıyafetli şov kızlarının neon ışıklarla dans etmesi de abartı değil, bildiğimiz tarihsel Las Vegas!
Sanılanın aksine, filmdeki bazı suçlar ve cinayetler Hollywood’un yaratıcılığı. Özellikle yan karakterlerin başına gelen acımasız infazlar, biraz daha hayal gücüyle yazılmış. Yine de Spilotro kardeşlerin mısır tarlasında öldürülmesi, mafya içi işleyişi anlamak adına hem sarsıcı hem gerçek bir detay. Diğer yandan casinonun mafya gelirlerini Nevada dışına çıkarması, olayın ciddiyetini göstermesi için belki biraz daha büyütülerek işlenmiş. Ama işin özünde, gerçekleri temelden saptıran bir yaklaşım yok.
Bugünün Las Vegas’ı, mafya hikâyelerinden çok uzak. 1980’lerin sonunda FBI’ın operasyonları ve devletin düzenlemeleri sayesinde, casinoların mafyayla ilişkisi neredeyse tamamen bitti. Şu an büyük otel zincirleri, denetimli şirketler casinoları yönetiyor. Tabii hâlâ büyük paraların ve daha soft dolandırıcılıkların döndüğü bir yer ama eski günlerdeki gibi arka odalarda mafya babalarının oturduğu bir ortam yok. Kararlar artık CEO’lar ve denetim kurulları tarafından belirleniyor.
Peki bu filmden ne öğreniyoruz? Aslında Las Vegas’ın tarihinde mafyanın yarattığı etkiler sadece bir dönemle sınırlı. Şehir hızla değişmiş; yasa dışı işlerin yerini devasa şirketlerin hızla dönen çarkları almış. Casino filmi gerçek hikayesinden bir parçayı getiriyor ama bugün Las Vegas’a bakınca, o eski ihtişamlı ve tehlikeli havadan eser yok. Casino patronlarından çıkardığımız en büyük ders şu: Gücün uzun süre elinizde kalmasını istiyorsanız, hem kanunu hem mafyayı arkanıza almak zorundaydınız. Ve elbette casino gerçek hikaye tutkunları için, filmdeki detayları görmek büyük bir ayrıcalık.
Bazı filmler gerçeklerden fazlasını anlatır; bazılarında ise hayat, sinemadan daha serttir. Siz de kendinize 'Ne kadarı doğru?' diye sorduysanız, artık hangi detayların gerçekten yaşandığını daha net görebilirsiniz.
Bir yorum Yaz