Kremasyon Günah mı? İslam'da ve Diğer Dinlerde Kremasyonun Anlamı

Kremasyon Günah mı? İslam'da ve Diğer Dinlerde Kremasyonun Anlamı
yazar Sedef Korkmaz 0 Yorumlar

Kremasyon Günah mı? İslam'da ve Diğer Dinlerde Kremasyonun Anlamı

"Kremasyon mu, defin mi?" diye sorduğunuzda bir sessizlik olur. Özellikle mahalle arasında, "Kül olmak günah mı?" diyen yaşlı teyzelerin, mezarlıkta bile sokak arasında gezen söylencelerin etkisi büyük. Türkiye’de, hele hele İzmir gibi bir şehirde yaşarken, bu soruların cevabı çoktan unutulmuş efsaneler gibi ağızdan ağıza dolaşıyor. Peki gerçekte işler nasıl? Gerçekten kremasyon denen şey dinen yasak mı, günah mı, yoksa işlevsel ve modern bir tercih mi?

Kremasyonun Tarihsel Yolculuğu ve Dünya Üzerindeki Yeri

Kremasyon yeni bir olay değil; taş çağından günümüze kadar izlerine rastlamak mümkün. Hatta öyle ki M.Ö. 3000’li yıllarda Hindistan’da ateşin arınma simgesi olduğuna inanılırdı. Antik Yunan’da ise önemli kişiler için cenaze ateşi yakılırdı, çünkü arınmış bir ruhun özgürce göğe ulaştığına inanılırdı. Roma döneminde ise kremasyon adeta statü göstergesiydi; savaşçılar veya toplumun ileri gelenleri kül haline getirilir, külleri ise kutsal bir yerde saklanırdı. 21. yüzyıla gelindiğinde Batı dünyasında kremasyon oranları hızla arttı; örneğin İngiltere’de cenazelerin yaklaşık yüzde 78’i kremasyonla sonuçlanıyor. Kremasyon günah mı sorusu ise, tarih ve coğrafyaya göre o kadar farklı yanıtlar aldı ki, kafalar daha da karıştı.

Türkiye’de ise kremasyonun adı bilinmekle birlikte pratikte hiç kullanılmıyor çünkü hem dini gerekçeler hem de alışkanlıklar bu yönteme sıcak bakmıyor. İstanbul’da 1937’de Şişli Krematoryumu açıldı fakat kısa bir süre sonra kapatıldı. İnsanlar hala mezarlık ziyaretini, dua etmeyi ve mezarın başında ağlamayı cenaze kültürünün bir parçası olarak görüyor. Bazı ülkelerde ise kremasyonun çevreye daha az zarar verdiği, kalabalık kentlerde mezar yeri sıkıntısına iyi bir çözüm sunduğu konuşuluyor. Japonya’da, Hong Kong’da ve İsveç’te mezar yeri azlığı ve şehirleşmenin getirdiği baskı, kremasyonu neredeyse dönemin normu haline getirdi.

ÜlkeKremasyon Oranı (%)
Japonya99
İngiltere78
İsveç81
ABD56
Türkiye<1

Dini gerekçeler, kültürel alışkanlıklar ya da pratik nedenler; bugün dünyanın her yerinde kremasyon konuşuluyor. Ancak "günah mı?" sorusu hala kulaktan kulağa hâkim.

İslam’da ve Diğer Dinlerde Kremasyona Bakış

Özellikle Müslüman toplumlarda kremasyon neredeyse hiç yok. Kur’an’da kremasyon açıkça geçmiyor ama binlerce yıldır İslam alimleri cesedin yakılmasına kesin olarak karşı çıkıyorlar. Çünkü İslam’da insan bedeninin toprağa gömülmesi ve Allah’a teslim edilmesi sünnet. Ayrıca, "Her can toprağa dönecek" ve "Topraktan geldik, toprağa döneceğiz" ifadeleriyle mezar defninin dini bir gereklilik olduğuna inanılıyor. Kremasyonun yasak olmasının temel nedeni, bedenin yaratılışında Allah’ın özel bir hikmeti olduğuna inanç. Bu yüzden bedenin bütünlüğüne saygı gösterilmesi gerekiyor. Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2001 yılında yayınladığı fetvada da "Müslüman’ın cenazesinin yakılması caiz değildir" deniyor.

Hristiyanlık ise farklı mezheplerde farklı yaklaşımlara sahip. Katolik Kilisesi 1963’e kadar kremasyonu kesinlikle yasakladı; bu tarihten sonra, bir inançsızlık göstergesi olmadığı sürece "imanla" kremasyona izin verdi. Yine de kutsal metinlerde toprak defin esastır; diriliş inancı sebebiyle kemiklerin korunması önemsenir. Ortodokslar ise hâlâ katı biçimde karşı çıkıyor, çünkü klasik Ortodoks geleneğinde bedenin kutsallığı ve bütünlüğü çok değerli. Protestan topluluklarda kremasyon daha rahat kabul ediliyor, çünkü bireysel inançlar ön planda. Ateist veya agnostik çevrelerde ise kremasyon gayet pratik bir ölüm sonrası prosedür gibi görülüyor.

Bambaşka bir yere gelirsek, Hinduizm ve Budizm’de kremasyon ruhun bedenden ayrılması, hayat döngüsünün tamamlanması anlamına geliyor. Bu nedenle Hindistan’da neredeyse her cenaze kremasyonla sonuçlanıyor. Yani Müslümanlar için yasak, Hristiyanlar için şartlı, Uzakdoğulular için ise neredeyse dini bir gereklilik. Emmaüs Peygamber örneğinde ise, İsrail’de bazı Yahudi mezhepleri kremasyona kesin karşı. Şu an İsrail’de bile resmi kurumlar kremasyon talebine karşı yasal kısıtlamalar getiriyor. Yani "günah mı, değil mi?" sorusunun cevabı tamamen inanç sisteminizle ilgili.

Kremasyonun Hukuki ve Pratik Boyutları

Kremasyonun Hukuki ve Pratik Boyutları

Türkiye’de kremasyon yapmak neredeyse imkânsız. Türk Ceza Kanunu’nun 130. maddesine göre "Ölüye hakaret" sayılacak her türlü eylem suç teşkil edebiliyor. Ancak bu doğrudan kremasyonu yasaklamıyor, fakat Müslüman nüfusun yoğunlaştığı şehirlerde uygulanması toplumsal baskıyla zaten engelleniyor. Belediyelerde krematoryum bulunmuyor, mezarlık hizmetleri defin üzerine kurulu. Resmi olmasa da fiili durum böyle. Ancak, yabancı uyruklular veya Hristiyan azınlıklar kremasyon istediklerinde İstanbul, İzmir ve Ankara büyükşehirlerinde çok kısıtlı da olsa cenaze nakil ve defin işlemlerinde konsolosluk desteği alabiliyorlar.

Batı ülkelerinde ise kremasyonun hukuki altyapısı oldukça gelişmiş. Kremasyon hizmetlerinin standartları, çevreye etkisi, cenaze törenlerinin yapılabilmesi, külleri saklama veya doğaya bırakma izinleri gibi detaylar yasal düzenlemelerle tanımlanmış durumda. Örneğin İngiltere’de "Cremation Act 1902" ile kremasyon tesislerinin nasıl çalışacağı, külleri yakından izleme zorunluluğu gibi kurallar belirlenmiş. Japonya’da mezar azlığı ve yüksek maliyet nedeniyle kremasyon zorunlu. Minnesota Üniversitesi’nin araştırmasına göre bir kremasyon işlemi ortalama 2 saat sürüyor ve 800-1000 derece arası bir sıcaklık kullanılıyor. Küller aileye bir urna içinde teslim ediliyor, kimi zaman denize dökülüyor, kimi zaman bir mezarlıkta saklanıyor.

Türkiye’de kremasyonu tercih eden yabancılar çoğunlukla külleri kendi ülkelerine götürmek zorunda kalıyorlar. Yani kültür, hukuk ve politika, cenaze şeklimizi ve "günah" algımızı doğrudan etkiliyor. E-devlet sistemimizde şimdilik kremasyonla ilgili hiçbir seçenek yok. Eğer bir gün kremasyon talepleri artarsa, muhtemelen hukuki düzenlemeleri de tartışmak gerekecek.

Kremasyonla İlgili Az Bilinen Gerçekler, İpuçları ve Merak Edilenler

Kremasyon hakkında etrafta dolaşan şehir efsaneleri kafa karıştırabiliyor. "Küller mezara gömülürse dualar geçerli mi olur?" ya da "Küller denize dökülünce ruh huzura kavuşur mu?" gibi pek çok inanış var. Gerçek şu ki, kremasyonun dini geçerliliği, kişinin ve toplumun inançlarıyla sınırlı. Bilimsel açıdan bakarsak, kremasyon cenaze işlemlerinin çevreye olan etkisini ciddi biçimde azaltabiliyor. Almanya Çevre Dairesi’nin 2022 raporuna göre, bir gömü işlemi ile kremasyon arasında salınan karbondioksit farkı yüzde 38’i bulabiliyor. Özellikle büyük şehirlerde mezar yeri maliyeti ve su tüketimi göz önüne alındığında, kremasyon bazı yerlerde çok daha sürdürülebilir bir seçenek olarak görülüyor.

Yakma işlemi sırasında altın dişler, mücevherler ya da protezler özel olarak ayrılıyor ve geri dönüşüme kazandırılıyor. Bunun dışında kremasyondan çıkan külleri saklamak için sıra dışı yollar var; örneğin, bazı şirketler külleri minik bir elmasa dönüştürebiliyor ya da kapsüllere doldurup tabiat parklarına gömülmesini sağlayabiliyor. Özellikle Avrupa’da insanlar külleri doğaya, denize ya da tatil beldesindeki bir ağacın dibine bırakmayı tercih edebiliyor. Evde urna saklama alışkanlığı da yaygın.

  • Küller istenirse küçük mücevherlere, tespih taşlarına ya da anı eşyalarına da işlenebiliyor. Bunu İzmir’de bile yapan şirketler var.
  • Kremasyon işlemi için kişinin yazılı vasiyeti gerekiyor, aksi takdirde yasal vasi ya da aile üyelerinin onayı şart.
  • Tıbbi araştırmalara bağışlanan bedenler için önceden yazılı izin sunulması gerekiyor; aksi takdirde dini veya hukuki sorunlar çıkabiliyor.

Dini açıdan ise "günah" mı sorusunun tek yanıtını yine kişinin inancı veriyor. Kimi için toprak en büyük kutsallık, kimi için ise ölüm sonrası veda bir kül kutusuna sığacak kadar sade bir şey. Sonuçta, kremasyon seçeneği günümüzde hızla artarken, ister günah deyin ister pratik deyin, ölüm gerçeğiyle yüzleşirken insanın kendine ve yakınlarına sorduğu sorular her zaman ilginç olacak.

Sedef Korkmaz

Sedef Korkmaz

Ben slotlar konusunda uzmanlaşmış bir yazarım ve Bets10 güncel giriş ile ilgili konularda yazmaktan hoşlanırım. Yazılarımda, okuyuculara en iyi stratejileri ve oyun ipuçlarını sunarak en iyi deneyimi yaşamalarına yardımcı olmayı hedefliyorum. Bunun dışında, hobilerime vakit ayırarak dengeli bir yaşam sürmeye çalışıyorum. Yazılarımda her zaman yenilikçi yaklaşımlar sunmaya çalışıyorum. En büyük tutkum okuyucularıma aydınlatıcı ve eğlenceli içerikler sunmak.

Bir yorum Yaz