Kimin ilgisini çekmez ki; yüzlerce güvenlik kamerası, kalın çelik kasalar, devasa kumarhaneler ve onları alt etmeye çalışan birkaç cesur soyguncu... Casino soygunları bir yönüyle gerçek hayatın Hollywood filmlerine taş çıkartan bölümü. Herkes milyonlarca doların bir gecede çalındığını duymak ister, ama bu olayların perde arkası çoğunlukla anlatılmaz. İşte, bugüne kadar yaşanan en büyük casino soygununun şaşırtıcı detayları, şok edici anekdotları ve birkaç ilginç sır burada karşında.
Las Vegas her ne kadar "casino soygunu" deyince akla ilk gelen şehir olsa da, gelmiş geçmiş en büyük vurgun ne Bellagio, ne Paris, ne de başka o görkemli otellerde yaşandı. 1998 yılında Amerika’nın Kaliforniya eyaletindeki Soboba Casino’da gerçekleşen soygun, hâlâ rekorunu koruyor. O yıllarda üniversite öğrencisi genç bir çift olan Heather Tallchief ve Roberto Solis, klasik bir zırhlı araçla soygun gerçekleştirdi. İlk etapta kulağa sıradan gelse de, detaylara indikçe olay filmleri aratmıyor.
Sollis, önceden cezaevinde zaman geçirmiş ve oldukça tehlikeli biri. Tallchief ise pırıl pırıl, görece masum, ama cesur bir kadın. Çift, casino'nun haftalık nakit çekmesini bekledi. Tahmin edilebileceği gibi Soboba Casino içeri giren paranın fazlasıyla sıcak olduğu bir ortamdı. Soygun günü Heather, zırhlı aracı dikkat çekmeden kumarhane girişine yanaştırdı. İçerideki güvenlik görevlilerinin rutin kontrolünden sonra araç büyük bir soğukkanlılıkla uzaklaştı.
Bazı rivayetlere göre çalınan para tam casino soygunu tarihinde unutulmaz bir rakam: 2.5 milyon dolar nakit. O günün teknolojisine göre, yoldaki tüm polis noktalarında araç arandı ama Heather ve Roberto’nun yerini kimse bulamadı. Tallchief, tam 12 yıl boyunca FBI’ın peşinde olduğu kayıp kadın olarak kayıtlarda kaldı. Hatta, yetkililer 1 milyon dolar ödül bile koydu. İşin tuhafı, yıllar sonra Tallchief suçunu itiraf edip teslim olduğunda çalınan paranın neredeyse tamamının kayıp olduğu ortaya çıktı.
Bu soygunun detayları, güvenlik sistemlerinden çalışanlara kadar pek çok noktada güvenlik açıklarını gündeme getirdi. Bugün casino sahiplerinin güvenlik önlemlerinde o dönemdeki açıklardan ciddi şekilde ders aldıkları biliniyor.
Las Vegas’ı duymayan yoktur. Şehrin en ünlü otellerinden biri olan Bellagio, 2010 yılında televizyonlara, gazetelere ve sosyal medyaya manşet oldu. Çünkü Tony Carleo adında bir motosikletli soyguncu kuralların dışına çıkarak kendi şovunu yaptı. Kıyafetiyle neredeyse filmden fırlamış gibiydi; siyah kask, siyah mont ve altına sakladığı bir tabanca...
O gece ortalık normalden daha sessizdi. Carleo’nun planı oldukça basitti; motosikletiyle Bellagio’nun ana girişine yanaştı, içeri girdi, masaların etrafında hızlıca dolaşarak tam 1.5 milyon dolar değerinde fiş çaldı. İlginç olan şu ki, Carleo kasadaki paraları değil, masa üzerindeki yüksek değerli bakiyeleri hedef aldı. Hemen ardından dışarı çıktı, motosikletine atladı ve gecenin karanlığında kayboldu.
Peki hiç mi yakalanmadı? İşte asıl hikaye burada başlıyor. Carleo, çaldığı fişleri nakite çevirmenin yollarını bulamazsa ne olur? Bellagio’daki güvenlik kamerası ve yasal takip ağı, bu değerli fişlerin nakite çevrilmesi için özel önlemler alıyordu. Birkaç ay boyunca Carleo fişleri bozdurmak için farklı yöntemler denedi; çevrimiçi forumlarda satış teklif etti, şaibeli ilgililere ulaşmaya çalıştı. Sonunda, FBI ve Bellagio’nun sivil personeli işbirliğiyle yakayı ele verdi. Carleo için bu şov pahalıya patladı; 9-27 yıl arasında hapse mahkûm edildi. Peki, casino güvenliğinin binlerce kameraya sahip olduğu bir dünyada, kar maskesiyle girip çıkmak hâlâ mümkün mü?
Bellagio olayı, casino ve kumarhane güvenliğinde yeni dönem başlattı. Artık fişler izlenebiliyor, kişiye özel kodlarla donatılıyor. Ayrıca casinolar, büyük fişlerin anında bloklanmasını sağlayan sistemlere sahip. Yani, günümüzde benzer bir soygunun başarı şansı neredeyse yok.
Bir casino soygununda ustalık her zaman kaba kuvvetle olmuyor. Araştırmalara göre (örn. Nevada Gaming Study 2016), olayların %60’ı içeriden bilgiyle veya çalışan bağlantısıyla gerçekleşiyor. Bunun nedeni ise casinolardaki güvenlik rutininin belirli periyotlarda tekrar ediyor olması. Soyguncular, kasaya para taşındığı anları, gece vardiyasındaki personelin zaaflarını ve güvenlik kameralarının kör noktalarını dikkatlice analiz ediyorlar.
Tarih boyunca en sık kullanılan yöntemlerden bazıları şunlar:
Bir diğer zafiyet de insan psikolojisi: Mesai saatinin sonunda yorgunluk nedeniyle personelin uyanıklığı azalıyor ve dikkatleri dağılıyor. Bu dönemde yapılan tehdit veya ikna girişimleri daha başarılı olabiliyor.
Casinoların büyük kısmı güvenlik harcamalarını toplam ciroya göre planlarken, Las Vegas gibi şehirlerde ortalama bir casinonun yılda 10 milyon dolardan fazla güvenlik masrafı oluyor. Henüz hiçbir yapay zeka ya da cihaz insan iradesi kadar her şeye hakim olamıyor.
Gerçek şu ki; soyguncular kadar, onların yakalanmasını sağlayan güvenlik görevlileri de sistemlerle yarış halinde. 2022 yılında yapılan bir başka araştırmada, casino soygunlarının %80'ini faillerin yakalanmasıyla sonuçlandığı ortaya çıktı.
Tabii ki sadece Amerika’da değil, Avrupa ve Asya’nın devasa kumarhaneleri de tarihin en çarpıcı soygunlarına sahne oldu. Örneğin 2004’te Londra’daki Ritz Hotel Casino, farklı bir yöntemle soyuldu. Burada fiziksel güç yerine, teknolojik bir alet kullanıldı. Soyguncular, rulet masasının tabanına sakladıkları bir lazer cihaz sayesinde topların konumunu ölçerek 1.9 milyon pound’dan fazla kazandılar. Casino yetkilileri işin sonradan farkına vardı ama olay İngiliz polisi kayıtlarına gerçek anlamda “akıllı soygun” olarak geçti.
Avustralya’daki Crown Casino’da 2013 yılında yaşanan başka bir olay ise, içeriden bir çalışanın güvenlik sistemindeki yazılımı kötüye kullanması yüzünden gerçekleşti. Toplamda 32 milyon dolar değerinde bir kayıp yaşandı. Bu olayda, yüksek bahisli bir oyuncuya içerden bilgi verilirken, kamera görüntüleri de manipüle edilmişti. Olayın ortaya çıkması ise devasa bir iç soruşturmaya yol açtı.
Şaşırtıcı başka bir örnek ise Makao’daki StarWorld Casino’da. Burada bir temizlik görevlisi, 6 yıl boyunca her vardiyada kasadan minik paralar ve fişler çalarak toplamda 10 milyon dolara ulaştı. Yani tek bir gecede değil, akılcı ve sabırlı bir süreç sonunda elde edilen bir soygundan bahsediyoruz.
Dünya genelindeki casino soygunlarının çarpıcı istatistikleri ise şöyle:
Yıl | Ülke | Çalınan Tutar | Yöntem |
---|---|---|---|
1998 | ABD | 2.5 milyon USD | Zırhlı Araç |
2010 | ABD | 1.5 milyon USD | Motosiklet & Fişler |
2004 | İngiltere | 1.9 milyon GBP | Lazer Teknolojisi |
2013 | Avustralya | 32 milyon USD | Bilişim Suçu |
2015 | Makao | 10 milyon USD | Kademeli Hırsızlık |
Tablodan da anlaşılacağı üzere hırsızlık yöntemleri tam anlamıyla çağın gereğine göre evriliyor.
Artık casinolar eski tip korumalarla yetinmiyor. Efe, geçen sene bir Las Vegas seyahatinde güvenlik katını ziyaret etme şansı bulmuştu. Orada yüz tanıma sistemlerini, retina tarayıcılarını ve anlık para transferi yapan akıllı kasaları yakından gördü. Gerçekten uzay çağına uygun bir sistem kurulmuş durumda. Bir de üzerine, internet bağlantılarının yedek hatlar üzerinden çalıştığı, hareket sensörlü zararlı yazılım uyarıcıları gibi teknolojiler var. Çoğu casino’da yüzlerce kamera sadece fiziksel alanı değil, aynı zamanda çevrimiçi oyunları da gerçek zamanlı izliyor.
Örneğin, Londra’daki büyük casinolar artık blockchain tabanlı işlem geçmişlerine bile sahip. Bu da para hareketlerinin sürekli şeffaf ve takip edilebilir kalmasını sağlıyor. Nevada'daki bazı casinolarda ise, bütün çalışanlar kimlik kartlarını biyometrik okuyuculardan geçirerek işe başlayabiliyor ve her kimlik hareketi, güvenlik sisteminde izleniyor.
Bir köşede kedim Mavi, geçen gün bilgisayar ekranındaki güvenlik kameralarını izlerken ekrana pati attı ve sanırım o bile o kadar teknolojiye şaşırdı! Ama tüm bu yüksek teknolojiye rağmen, insan zaafının daima hesaba katıldığını unutmayın. Hâlâ personel seçimi ve eğitimde psikolojik testler yapılıyor ve tüm sistemler birbirine entegre.
Birkaç kritik ipucu: Eğer bir casinoya misafir olarak gidiyorsanız cebinizde çok yüksek miktarda nakit taşımayın, mümkünse çanta ve eşyalarınızı gözünüzün önünden ayırmayın. Günümüzde casinolarda en güvendiğiniz kişiye bile dikkat etmek gerekiyor çünkü soygun hikayelerinin ana kahramanı tek bir gardiyan, temizlikçi ya da masum gibi görünen bir ziyaretçi olabilir.
Çok uzaktan bir gün kendi hayatımda böyle heyecan verici bir olay yaşar mıyım bilmiyorum, ama o devasa casinoların kapısı önünde, birkaç sıradan insanın tarihe geçen bir macera yaşadığını bilmek bile insanı büyülüyor. Umarım kimsenin başı derde girmez, ama hikayeleri öğrenmekten zarar gelmez!
Bir yorum Yaz