Bir film düşünün, hem ihtişam hem de tehlike, hem milyon dolarlık parıltılı yaşantılar hem de karanlık planlar bir arada. 1995 yapımı Casino filmi tam olarak bunu sunuyor. Ama asıl merak edilen şu: O devasa kumarhaneleri parmağında oynatan gangsterler gerçekten kimdi, ne yaptılar ve gerçekte olaylar nasıl yaşandı? Herkesin favori mafya hikayesi gibi başlıyor ama işin aslı filmdeki isimlerden çok daha karmaşık, hatta oldukça çarpıcı detaylarla dolu.
Martin Scorsese'nin Casino filmi bir kurgu gibi dursa da hikaye tamamen hayali değil. Film, Las Vegas'ın en büyük kumarhanelerinden biri olan Stardust'ın perde arkasındaki mafya gücünü anlatırken, ana karakterlerin neredeyse hepsi gerçek hayatta var olmuş insanlar. Filmin başrolünde Robert De Niro'nun oynadığı Ace Rothstein karakteri esasen Frank 'Lefty' Rosenthal'ı temsil ediyor. Yani sandığınızdan çok daha fazla gerçek hayat unsuru var işin içinde. Frank Rosenthal, 1970'lerde Las Vegas'ta Stardust, Hacienda, Fremont ve Marina kumarhanelerini yönetmiş, kumar dünyasının dahi beyni olarak ünlenmiş biriydi. Ancak onun kumarhaneyi yasal olarak idare etmesi arkasındaki karanlık gücü perdelemiyordu. Chicago Outfit dedikleri ünlü mafya yapılanmasının himayesinde çalışıyordu. Normalde spor bahisleri konusunda bir uzmandı, hatta Amerika'daki ilk spor bahis salonunu açan adamdı.
Joe Pesci'nin canlandırdığı Nicky Santoro karakteri ise, gerçek yaşamdaki Anthony "Tony the Ant" Spilotro'ya dayanıyor. Tony Spilotro gerçekten de Chicago mafyası adına Las Vegas'taki kara işleri yürüten, acımasızlığı ve hırçın karakteriyle tanınan bir gangster. O dönem Las Vegas, mafyanın kolay para çevirdiği bir şehir olmaktan çıkıp, Amerikan rüyasını temsil eden bir merkez haline gelirken Tony ve adamları da şehrin gölge efendileri olarak hüküm sürdü. Spilotro'nun yönettiği çete Las Vegas'ın dört bir yanında yasadışı kumar, haraç toplama, kaçakçılık ve şiddet suçlarıyla anılıyordu. Bu çete o kadar genişledi ki Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ve emniyet güçleri, Las Vegas'ta sistematik olarak mafya adamlarını izlemeye başladı. Hatta Tony'nin öldürülmesi bile büyük yankı yarattı; 1986'da o ve kardeşi, rakip mafya tarafından diri diri gömülerek infaz edildi.
Kısaca, filmde gördüğünüz pek çok olay, para transferleri, şiddet sahneleri ve ihanetler gerçek rapor ve tanıklıklara birebir uyuyor. Bir röportajında Frank Rosenthal, "Kumarhane yönetmek dünyadaki en zor işlerden biri ve arkasında kimse size yardımcı olmuyorsa, işiniz bitik demektir," diyor. Aşağıdaki tablo, filmdeki karakterlerle gerçek suçluların karşılaştırmasını gösteriyor:
Film Karakteri | Gerçek Hayattaki Karşılığı | Aktif Yıllar | Rolü |
---|---|---|---|
Sam 'Ace' Rothstein | Frank 'Lefty' Rosenthal | 1968-1981 | Kumarhane yöneticisi, bahisçi |
Nicky Santoro | Tony Spilotro | 1971-1986 | Yeraltı dünyası lideri |
Ginger McKenna | Geri Rosenthal | 1970-1982 | Gösteri yıldızı, Rosenthal'ın eşi |
Yan karakterlere gelirsek; Ginger McKenna'nın gerçek hayattaki karşılığı Geri McGee, Frank Rosenthal’ın eski eşi. Casino’daki dramatik aşk üçgeni ve trajedileri neredeyse gerçek hayatın kopyası. Üstelik Geri'nin ölümünün ardında bile bugüne kadar çözülememiş sırlar var. 1982'de Florida’da aşırı dozdan ölen Geri, kumarhanenin ve mafyanın şehvetli tuzağından asla kurtulamadı.
Filmin geçtiği dönemde Las Vegas'ın mafya ile anılma dönemi sona eriyordu. Çünkü ABD hükümeti, organize suç çetelerini dağıtmak adına çok kapsamlı operasyonlar yürüttü. 1980'lerde art arda gelen davalarla mafyanın Vegas üzerindeki nüfuzu büyük ölçüde kırıldı. Yani Casino, tam anlamıyla bir dönemin sona eriş hikayesini anlatıyor: Endüstrileşmiş, modern Vegas'ın başlangıcı ve mafya imparatorluğunun çöküşü.
Las Vegas tarihi, mafya etkisi olmadan tam olarak anlaşılamaz. 1950'lerden 1980'lerin ortalarına kadar şehrin kumar endüstrisinde kilit rol oynayan California, Chicago, New York gibi büyük şehir merkezli çeteler Vegas’ı adeta kendi arka bahçeleri olarak kullandı. En bilinen çete ise Chicago Outfit'ti. Bu örgüt, Las Vegas’taki Stardust başta olmak üzere birçok kumarhaneden milyonlarca dolar akıttı. O dönem kumarhanelerdeki gerçek rakamlar asla kayıtlara geçmiyor, "skimming" denilen yöntemle kazançlar şirket raporlarına yansımadan doğrudan mafyanın kasasına gidiyordu.
Skimming'in çalışma şekli oldukça ilginçti. Her kumarhanede "mezbaha adamı" denilen güvenilir bir kasiyer, yasal gelirden önce kasadan belirli bir payı ayırırdı. Bu para, hiçbir zaman IRS'ye beyan edilmez, doğrudan mafya kasasına giderdi. Tespit edilen rakamlara göre, bir yılda sadece Stardust kumarhanesinde milyar dolara yakın bir para bu sistemle çalındı. Bir FBI ajanı, o dönemi şöyle anlatıyor:
"Mafya para aklama konusunda kumarhaneyi icat etti diyebiliriz. Herkes işini bilir, hiç kimse fazla soru sormazdı. Burası dünyanın en organize suç laboratuvarıydı."
Las Vegas'ta kamuoyuna yansıyan en dikkat çekici olaylardan biri Frank Rosenthal’ın arabasına konan bomba. 1982’de arabası patlatıldı ama mucize eseri hayatta kaldı. Söylenene göre Rosenthal kendisine özel monte edilen metal sandalyeleri sayesinde ölümden döndü, olaydan sonra ise Vegas hayatından tamamen çekildi. Tony Spilotro ise, kendi şiddetinin kurbanı oldu; mafyanın üst düzey adamlarının gözünde fazla öne çıktığı ve kontrol edilemez hale geldiği için öldürüldü.
Mafya ve Las Vegas arasındaki bu benzersiz bağ uzun süre çözülmedi. 1980’lerde federal mahkemede yüzlerce sayfa telefon dinlemesi, gizli kamera görüntüleri ve işbirlikçi tanık ifadeleri ile devasa bir operasyon başlatıldı. Birçok üst düzey mafya üyesi ömür boyu hapse mahkûm edildi ya da ortadan kayboldu. Artık şehirde mafya yönetimi yerine, yasal holdingler ve halka açık şirketler devreye girdi.
Bazı istatistikler dosdoğru tabloyu gözler önüne seriyor:
Yıl | Vegas'taki Mafya Baskınları Sayısı | Kumarhane Skimming Tespit Edilen Para (Milyon $) |
---|---|---|
1978 | 45 | 250 |
1982 | 33 | 190 |
1986 | 12 | 70 |
Las Vegas'ın bugünkü temiz ve düzenli görünümünün ardında, yıllar süren suçla mücadele ve yolsuzluk operasyonları var. Skimming ve organize suçun sona ermesinin ardından, şehir milyon dolarlık yatırımların ve devasa otel zincirlerinin merkezi oldu. Bugün kentin turistik cazibesi ve parlak ışıkları, karanlık mafya geçmişini neredeyse unutturmuş durumda.
Casino filmiyle beraber bir dönemin gerçek mafya hayatı adeta efsaneye dönüşmüş durumda. Ancak bugünün Las Vegas'ında, organize suçun izleri silinmiş olsa da şehir folklorunda hâlâ mafya gölgesi dolaşıyor. Hem turistler hem de şehir halkı için mafya hikâyeleri, Vegas'ın büyüsünün bir parçası. FBI arşivlerine geçen belgeler, gazeteci Nicholas Pileggi'nin desteğiyle yazılan ve filme kaynaklık eden "Casino: Love and Honor in Las Vegas" kitabında ayrıntılıca anlatılıyor. Pileggi şöyle demiş:
"Vegas'ın büyüklüğü, onun geçmişinin karanlığıyla doğru orantılıdır. Her ışık altında bir gölge vardır; mafya, o gölgenin kendisiydi."
Las Vegas'ta mafyanın izleri sadece tarihe değil, pop kültüre de kazındı. Bugün şehirde "Mob Museum" adıyla kurulan müze, gerçek arşiv belgeleri ve suç aletleriyle mafya dönemini gözler önüne seriyor. Turistler için Las Vegas Strip yakınında düzenlenen suç turları, film setlerinde kullanılan eşyalar ve gizli kumarhane odalarının canlandırılması büyük ilgi görüyor. Yani şehir, geçmişte yaşanan suçları adeta bir turizm unsuruna çevirmiş durumda.
Bazı şehir efsaneleri ise asla bitmiyor. Şehirde hâlâ sırlarla dolu eski tünellerin altında mafyadan kalan kasalar olduğu, mezarlıklarda yer altında gömülü "kasa defterleri" ve asla bulunamamış cesetler olduğu anlatılır. Yerel rehberler, mafyanın Vegas'tan asla tamamen silinmediğine, sadece şekil değiştirdiğine inanıyor. Üstelik zaman zaman küçük çaplı suç grupları, yeni nesil yasadışı bahis organizasyonları veya siber dolandırıcılar, bu mafya geleneğini başka bir biçimde sürdürmeye çalışıyor.
Şu anda gerçek mafya yapılanmaları Vegas'ın yasal sektöründe resmi olarak bulunmasa da, geçmişin mirası hâlâ cazibesini koruyor. Yani, Casino filmindeki o soğukkanlı gangsterler, zamanında gerçekten milyon dolarlık oyunlara imza atmış, şehir tarihine adlarını yazdırmış insanlar. Onların hikâyeleri ise sadece bir film klişesi değil; bugün bile Las Vegas'ın gündüz parıltısının altında, gecelerin karanlığında anlatılmaya devam ediyor.
Bir yorum Yaz